Sıfata “daha” niteliği kazandıran “-er” ve “more” eklenmesi ile oluşan yapılardır. Türkçe’de karşılaştırma olarak bilinirler.
1. Cümle Yapısı : sıfat + –er / more + sıfat + than
– This car is faster than yours. (Bu araba sizinkinden daha hızlı.)
– He is more clever than he looks. (O göründüğünden daha zekidir).
İngilizce’de niteleme sıfatları, kurallı ve kuralsız olarak iki şekilde kullanılmaktadır. Bu niteleme sıfatlarının kullanımları ise aşağıda yer aldığı gibidir;
Tek Heceli Sıfatlara -er Takısı Eklenir
– Women are generally shorter than men. (Kadınlar genellikle erkeklerden daha kısa olurlar.)
– Ahmet is taller than Ayşe. ( Ahmet, Ayşe’den daha uzundur.)
İki ve Daha Fazla Hecelilerde More İfadesi Eklenir.
– Reading is more interesting than watching television. ( Okumak, televizyon izlemekten daha ilginç.)
İki Heceli Sıfatların Bazılarına – er Takısı Eklenirken, Bazılarına İse More Kelimesi Eklenir
1- Kelimenin sonunda -y harfi bulunan sıfatlar -er takısı alır. Bu durumda -y harfi -ie‘ye dönüşür.
– In Indian cows are holier than any other animals. ( Hindistan’da inekler diğer hayvanlardan daha kutsaldır.)
– French is easier than Spanish. ( Fransızca İspanyolcadan daha kolaydır. )
2- Birçok iki heceli sıfattan önce more kelimesi getirilir.
– Some people are more boring than others. ( Bazı insanlar diğerlerinden daha sıkıcıdır. )
– I am more doubtful nowaday than I used to. ( Bugünlerde eskisinden daha şüpheciyim.)
3- Yukarıda bulunan kuralların dışında değişsen bazı durumlar bulunmaktadır. Bu durumlarda kelimeler değişmektedir.
Bu durumda kelimeler değiştiği için belirli bir kural bulunmamaktadır ve bu kelimelerin ezberlenmesi gerekmektedir.
good (iyi) – better (daha iyi) – the best (en iyi)
bad (kötü) – worse (daha kötü) – the worst (en kötü)
much (fazla) – more (daha fazla) – the most (en fazla)
many (fazla) – more (daha fazla) – the most (en fazla)
little (az) – less (daha az) – the least (en az)
4- More and more ve -er and -er kalıpları kullanılarak gittikçe artan veya azalan işleri anlatabiliriz
– I’m getting more and more anxious about my job. (İşim hakkında günden güne daha stresli bir hale geliyorum.)
-Life is getting more and more difficult. ( Hayat gittikçe zorlaşıyor.)
– The weather is getting colder and colder. ( Hava gittikçe soğuyor.)
5- The more … the more … kalıbı iki şeyin birbirini etkilediği durumları, bir şey değiştiğinde, diğer şeyin de değiştiğini anlatmada kullanılır.
-The more money he makes, the more expensive things he buys. (Ne kadar çok para kazanırsa o kadar pahalı şeyler satın alır.)
-The more we work, the more we earn. (Ne kadar çok çalışırsak o kadar çok kazanırız.)
6- “More” kelimesi her zaman bir sıfatı nitelemek zorunda değildir. Bazen bir ismin niceliğinin belirtirken de kullanılabilir.
– More people than ever leave their villages for a major city. (Şimdiye kadar olduğundan daha fazla / Görülmedik sayıda insan büyük şehirde yaşamak için köyünü terkediyor.)